13 Temmuz 2014 Pazar

Ümit

   Ümit etmek, kendini güçlü kılmanın bir yoludur.

         Belki gelir ümidiyle birini bekledin mi hiç ? Gelmeyince , seni aramayınca ölesiye ağladın mı ?

        Gelmemişti, O` nu tanıdığım andan itibaren ümit ettim. Saniyeler , dakikalar, günler ,aylar hatta yıllar boyunca ümit ettim . Gelmemişti....
     
       Yapabileceğim elimden gelen hiç bir şey yoktu. Dirayetim, gücüm ,güvenim kırılmıştı. Bende yapacak bir şeyim kalmadığı için yokluğundan öptüm.
   
       Ama yaşadığım her şeye , her olaya rağmen sadece inancımı ve tüm benliğimi kaplayan ümidimi kaybetmedim.


      Her şeyi betimleyebilirim fakat onu asla, saçını, gözlerini,elini,kulağını ,ayağını, gülüşünü, kokusunu betimleyemem. Aşık adamlar,aşık olduğu kadınları anlatamaz, beyni, dili, dudağı , parmakları düğümlenir. Sen hiç bir kadını anlatamayacak kadar sevdin mi ?

      Ve öğrendim ki gözler asla gerçeği göremez , umut ettiği şeyi ararken yüreğinide ortaya  koyup , yüreğiyle aramalı insan.

     O zamanlar şunu hissettim ;

   
                                Bir kadının gözyaşlarında boğulan ölümsüzdür
                           Erkekler ağlamaz denilen bir dünyadayım
                          Ve ben
                          Bir kadının gözyaşlarında ölüyorum
                          Gördüğümde ağlayan bir kadını, çıkmazdayım
                          Şimdi bir ihtiyar kadar ağırım
                          Kalkmıyor üstümden bu kahır
                          Ve ben
                          Bir kadının gözyaşlarında ölüyorum
         Fakat ümitlerimi hiç bırakmadım , arkasından tüm gücümle koştum, şu an O`nun gülüşlerinden öpüyorum, mutluluk göz yaşlarıyla hayat buluyorum.

   `` Küçük çocuklar annelerinin öptüğü yaranın iyileşeceğine nasıl inanırlarsa, birbirlerine aşık olan insalar da, küçücük bir öpücüğün bulutları yok etme gücüne inanır. Ve her şey inanmakla başlar ``


                                                                                     Gözlerinden öperim, KELEBEĞİM...
         

23 Haziran 2014 Pazartesi

İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum

   Aşka dair çalan bütün tiz notaların üzerinde, ruhumun gezindiğini hissediyorum.

  Toprak üzerine yakılmış kuru odunların keskin kırmızılığında eriyor sanki gözlerim .Kirpiklerimden damlayan öz pınarım ,o alevi söndürmeye yetecek güçte değil.
Burnumun direklerinde kalan saf çiçek kokusu, içimede ki isi ört pas etmeye çabalayan bahar rüzgari gibi. Kalbim, koca gövdeme sığmayacak kadar büyüyor sanki. Hatırlıyorum da İlk kez kavga ettiğim gün de ki gibi titriyor dizlerim .Yüzüm de hırsın,acının , çaresizlğin,çabanın,sinirin .... çok sinirin gerğinliği. Dişlerimin sıkılığı beynimi patlatmak üzere. Ellerim... onlar birilerinin yüzünde patlamak yerine şuan düşmüş, çaresiz,bağlı durumu ile sadece yazmaya çabalıyor. İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum.

  Sevmenin anlamı kimine göre bir arabayı bir kadını bir oyuncağı bir çiçeği bir parfümü, aklınıza gelebilecek her şeyi sevmek  olabilir . Bana göre sevmek onu kirpiklerinin kıpırdayışı , her sabaha onun varlıığına uyanmak ,her saniyeyi onun için yaşamak ,her derdi her kederi her ızdırabı her kötü anı onun için atlatmak, aldığım her nefes de onu hissetmek ve bunun için şükretmek, yüzüme çarpan her rüzgarda belki onun saçlarına dokunup bana gelmiştir diye gülümsemek ,ilk kez bir kadının omuzunda ağlamak, o uyanmasın diye parmak uçlarında dolanmak, o gülsün diye çocuk olmak,sarılmak ondan gelen her gülüşe ,dokunmak ondan gelen her kelimeye .Onun en soğuk günde bile iç ısıtan gülüşüne sarılmak... Sevmek onun parmaklarını gözlerini ayaklarını elini kolunu saçını dudaklarını kirpiklerini burnunu kulağını tırnaklarını sevmek ,sırf o da beni sevsin diye değil sevilmenin en çok ona yakışacağı için sevmek. 
    Ağlamak , bu kadar sevmenin dahi onu sevmeye yetemeyeceği için, kaybetmekden korktuğum için ,saçlarına dokunamadığım için ,ellerim yanaklarında gezemediği için,başını omuzumda hissetmediğim için,haziran ayında dahi gülüşünü görememem yüzünden içimin üşümesi için , boynumda nefesi elimde elim olmadığı için, yanında olamadığım için ağlamak.
   
  Şans, milyarlarca insanın ,yüzlerce ülkenin,binlercen şehrin içinde onunla aynı yerde nefes alabilmekdir şans. gün ışığı gözlerin sana bakarken parlaması, içdiği suyu ,yediği yemeği,kokladığı kokuları,acısını ,sevincini,coşkusunu, hırsını,sinirini ,tüm benliğini onunla olup hissedebilmektir şans. 

Kelimeleri yan yana getirirken zorlanıyorum...Kalbimden damlayan harfleri, dilime yansıtamıyorum. Yazamıyorum.

 Kelimelerin değil de sessizliğin altına gizlenmiş kocaman bir dünya var. Söylenmeyen, söylenemeyen ve söylenemeyeceklerin dünyası, söylenmiş olanların dünyasından çok daha uçsuz bucaksız. Kültürel filtrelerden ve ahlaksal duvarlardan çok daha ötede. Bazen boş bir bakış ve o bakışın içindeki sessizlik; bambaşka bir yerde bambaşka bir insanın kelimelerinde çok şeyi ifade ediyor. İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum.