23 Haziran 2014 Pazartesi

İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum

   Aşka dair çalan bütün tiz notaların üzerinde, ruhumun gezindiğini hissediyorum.

  Toprak üzerine yakılmış kuru odunların keskin kırmızılığında eriyor sanki gözlerim .Kirpiklerimden damlayan öz pınarım ,o alevi söndürmeye yetecek güçte değil.
Burnumun direklerinde kalan saf çiçek kokusu, içimede ki isi ört pas etmeye çabalayan bahar rüzgari gibi. Kalbim, koca gövdeme sığmayacak kadar büyüyor sanki. Hatırlıyorum da İlk kez kavga ettiğim gün de ki gibi titriyor dizlerim .Yüzüm de hırsın,acının , çaresizlğin,çabanın,sinirin .... çok sinirin gerğinliği. Dişlerimin sıkılığı beynimi patlatmak üzere. Ellerim... onlar birilerinin yüzünde patlamak yerine şuan düşmüş, çaresiz,bağlı durumu ile sadece yazmaya çabalıyor. İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum.

  Sevmenin anlamı kimine göre bir arabayı bir kadını bir oyuncağı bir çiçeği bir parfümü, aklınıza gelebilecek her şeyi sevmek  olabilir . Bana göre sevmek onu kirpiklerinin kıpırdayışı , her sabaha onun varlıığına uyanmak ,her saniyeyi onun için yaşamak ,her derdi her kederi her ızdırabı her kötü anı onun için atlatmak, aldığım her nefes de onu hissetmek ve bunun için şükretmek, yüzüme çarpan her rüzgarda belki onun saçlarına dokunup bana gelmiştir diye gülümsemek ,ilk kez bir kadının omuzunda ağlamak, o uyanmasın diye parmak uçlarında dolanmak, o gülsün diye çocuk olmak,sarılmak ondan gelen her gülüşe ,dokunmak ondan gelen her kelimeye .Onun en soğuk günde bile iç ısıtan gülüşüne sarılmak... Sevmek onun parmaklarını gözlerini ayaklarını elini kolunu saçını dudaklarını kirpiklerini burnunu kulağını tırnaklarını sevmek ,sırf o da beni sevsin diye değil sevilmenin en çok ona yakışacağı için sevmek. 
    Ağlamak , bu kadar sevmenin dahi onu sevmeye yetemeyeceği için, kaybetmekden korktuğum için ,saçlarına dokunamadığım için ,ellerim yanaklarında gezemediği için,başını omuzumda hissetmediğim için,haziran ayında dahi gülüşünü görememem yüzünden içimin üşümesi için , boynumda nefesi elimde elim olmadığı için, yanında olamadığım için ağlamak.
   
  Şans, milyarlarca insanın ,yüzlerce ülkenin,binlercen şehrin içinde onunla aynı yerde nefes alabilmekdir şans. gün ışığı gözlerin sana bakarken parlaması, içdiği suyu ,yediği yemeği,kokladığı kokuları,acısını ,sevincini,coşkusunu, hırsını,sinirini ,tüm benliğini onunla olup hissedebilmektir şans. 

Kelimeleri yan yana getirirken zorlanıyorum...Kalbimden damlayan harfleri, dilime yansıtamıyorum. Yazamıyorum.

 Kelimelerin değil de sessizliğin altına gizlenmiş kocaman bir dünya var. Söylenmeyen, söylenemeyen ve söylenemeyeceklerin dünyası, söylenmiş olanların dünyasından çok daha uçsuz bucaksız. Kültürel filtrelerden ve ahlaksal duvarlardan çok daha ötede. Bazen boş bir bakış ve o bakışın içindeki sessizlik; bambaşka bir yerde bambaşka bir insanın kelimelerinde çok şeyi ifade ediyor. İlk kez yazmanın yetemeyeceğini düşünüyorum.